Kentte her yıl Mart ayında "Mesir Şenliği" düzenlenir. Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Ayşe Sultan'ı iyileştirdiğine inanılan ve çeşitli baharatların karışımı ile yapılan "Mesir Macunu", Sultan Camii'nin verandasından şenlik süresi içinde halka dağıtılır. Osmanlılar döneminden kalma daha birçok görkemli cami bulunan Manisa'nın en görkemli kenti Sardes'tir. Lidya Krallığı'nın başkenti olan ve doğuya doğru uzanan ünlü "Kral Yolu"nun başlangıç noktasında bulunan Sardes, önemli bir ticaret merkezi idi. Nitekim madeni para, ticari değer olarak dünyada ilk kez burada kullanılmaya başlanmıştır. Artemis Mabedi, restore edilmiş Cimnazyum ve Anadolu'nun en eski ve büyük sinagoglarından biri (M.S. 3. yüzyıl), kentte en fazla ziyaret edilen yerlerdir.
Önemli bir kavşak noktasında bulunan Uşak ili, halı dokumacılığı ile ün salmıştır. Eski Uşak evlerinden olan Kaftancı, restore edilerek Uşak halılarının sergilendiği müzeev konumuna getirilmiştir. Uşak Arkeoloji Müzesi'nde ise dünyaca ünlü Karum Hazineleri sergilenmektedir.
Türk geleneklerinin yaşatıldığı eski bir şehir olan Kütahya, Osmanlı mimari eserleriyle bütünleşmiştir. Bunlar arasında Ulu Cami, ıshak Fakih Camii, Hisarbey Camii, Karagöz Paşa Camii, Vecidiye Medresesi ve Lala Hüseyin Paşa Külliyesi bulunur. Macar Halk Kahramanı Lajos Kossuth'un 19. yüzyılda kaldığı ev, Kossuth Müzesi haline getirilmiştir. Kent aynı zamanda 16. yüzyıldan bu yana yaşayan çini atölyeleri ile de ünlüdür. Çini vazo ve tabaklar rağbet edilen hatıra eşyalarındandır. Kütahya çevresindeki Çavdarhisar'da Aezani antik kenti yer alır. Antik kentteki iyi konumda bulunan Zeus Mabedi, tiyatro ve hipodrom ilgi çekicidir.
Üzerinde kale bulunan bir tepenin eteklerinde kurulmuş olan Afyon kenti zengin bir tarihe sahiptir. Afyon'un en büyük camisi olan Ulu Cami, 13. yüzyılda yaptırılan ahşap ve sırlı tuğlalı mimarisiyle Selçuklu döneminin eşsiz örneklerinden biridir. Kentte daha birçok Türk eserine rastlamak mümkündür. çevrede bulunan tarihi eserler Afyon Müze si'nde sergilenmektedir. Müzenin en önemli bölümü ise Frig çağı eserlerinin bulunduğu salondur. Kentin kuzeyinde anıtsal boyutlardaki Aslankaya, Aslantaş, Maltaş ve Yılantaş Frig açık hava mabetleri yer alır. Ayrıca Tanrı Apollo ile Pan arasında yapılan mitolojik müzik yarışmasının geçtiği yer olan Dinar'ın Suçıkan Parkı, görülmeye değer güzelliktedir.
Eski çağların ünlü Kentleri
Güney Ege Bölgesi, birbirinden güzel tatil beldeleri ve ünlü antik kentleri ile Türk turizminin en önemli merkezlerindendir. Antik dünya nın yedi harikasından ikisi bu bölgede yer alır. Bunlar Efes; Artemis Mabedi ile Bodrum'daki Mausoleum'dur.
Antik çağların en ünlü kentleri arasında yer alan Efes, ıyon kültürünün zenginliklerini bünyesinde barındırır. Roma döneminde dünyanın en büyük kentlerinden biri olan Efes, yoğun düşünsel etkinliklerle de adını duyurmuştur. Kentin Doğu kapısı girişinden itibaren sırasıyla Doğu Agorası, Odeon, Domitianus Mabedi, Pollio çeşmesi, Trajan çeşmesi, Skolastika Hamamı, Yamaç evleri, Hadrianus Mabedi, Celsus Kütüphanesi, Aşağı Agora, Mermerli Cadde, Büyük Tiyatro, Arkadianus Caddesi ve Meryem Ana Kilisesi yer alır.
Akdeniz Bölgesi
Akdeniz Bölgesi, adını komşu olduğu denizden alır. Bölge genişliği 120180 arasında değişen bir şerit halinde, batıda Köyceğiz dolaylarından başlayarak, doğuda Hatay ilinin bitim noktası olan Basit Burnu yakınına kadar sokulur. Yaklaşık 120.000 km2Ôlik yüzölçümüyle Türkiye'nin toplam yüzölçümünün yaklaşık %15'ini oluşturur. Hatay, Adana, İçel, Antalya, Isparta, Burdur ve Kahramanmaraş ilinin büyük bir bölümü Akdeniz Bölgesi'ndedir. Ayrıca Muğla ilinin Köyceğiz, Dalaman, Ortaca ve Fethiye ilçeleri de Akdeniz Bölgesi'ne girer.km
Akdeniz Bölgesi'nde tarım ve sanayi geniş yer tutar. Bölgenin kıyı kesimlerinde son yıllarda sanayi bitkileri ekimine geniş yer verilmekle birlikte, tahıl tarımının büyük önem taşıdığı görülür. Nitekim Akdeniz Bölgesi'ndeki ekili alanların yaklaşık üçte ikisi tahıl tarlalarıyla kaplıdır. Tahıl ürünleri arasında, bölgenin bütün illerinde buğday başta gelir ve onu arpa izler. Sanayi bitkilerinden pamuk, bölgenin ana gelir kaynağıdır. Bölgenin pamuk üretimi, Türkiye üretiminin üçte ikisi kadardır. Hatay ili ve Göller Bölgesi'nin bazı kesimlerinde tütün tarımı yapılmaktadır
Akdeniz Bölgesi'nde meyve ve sebze yetiştirilen dikili alanlar da büyük yer tutar. Turfandacılık, son yıllarda ulaşımın gelişmesine dayalı olarak çok ilerlemiştir. Meyvecilikte ilk sırayı turunçgiller alır. Türkiye'nin turunçgiller üretiminin beşte dördünden fazlası Akdeniz Bölgesi'nde gerçekleşir. Muz ise yanlızca bu bölgeye özgü bir meyvedir.
Bölgenin en hızlı sanayileşen kesimi Çukurova'dır. Çukurova aynı zamanda Türkiye'nin de başlıca sanayi merkezleri arasında yer alır. Adana'daki çeşitli sanayi kolları (özellikle tekstil) yanında, Akdeniz Bölgesi'nin başlıca sanayi tesisleri arasında; Mersin Petrol Rafinerisi (ATAŞ), İskenderun Süperfosfat ve DemirÇelik Fabrikaları, Antalya Ferrokrom ve Seydişehir Alüminyum fabrikaları sayılabilir.
Akdeniz Bölgesi, özellikle Antalya Körfezi çevresindeki doğal ve tarihsel zenginlikler sayesinde, Türkiye'nin en önemli turizm merkezi olmuştur. Antalya körfezi çevresinde, hiçbir Akdeniz ülkesinde rastlanmayacak ölçüde doğaya saygılı, modern ve son derece gelişmiş mimari konumlarıyla çeşitli tatil köyleri ve oteller yer alır.
Turistlerin Her Mevsim Akın Ettiği Kıyı Kenti
Antalya doğal güzelliklerinin yanında, kültürel ve tarihi zenginlikleri ile de turistlerin ilgisini çekmektedir. Bölgenin tarihi evrimi Paleolitik Devir'den (M.Ö. 50.000) günümüze kadar uzanır. M.Ö. 2. yüzyılda Bergama Kralı II. Attalos tarafından kurulan kentin tarihi isimleriyle batısının Likya, doğusunun Pamfilya ve kuzeyinin Pisidya olarak isimlen dirilen bölgelerinde birçok antik kent bulunur. Kentin sembolü durumundaki Yivli Minareli Cami, Murat Paşa Camii, Tekeli Mehmet Paşa Camii, eski Antalya evlerinin bulunduğu Kaleiçi Mahallesi, çeşitli egzotik Akdeniz bitkileriyle bezenen Atatürk ve Karaalioğlu parkları, Hadrianus Kapısı, Atatürk ve Arkeoloji müzeleri görül meye değerdir. Kentin doğusunda yer alan Lara plajı ile batısındaki Konyaaltı plajı yüzmek için idealdir. Bu plajların yanısıra Antalya'da, içlerinde çeşitli su oyunlarının yeraldığı iki de su parkı bulunmaktadır.
Pamfilya Bölgesi
Antalya'nın doğu bölgesi tarihte Pamfilya Bölgesi olarak isimlendirilmekteydi. Sahillerinde uzun ve ince kumlu plajların yer aldığı bölge bugün tatil beldeleri, tarihi kentleri ve zirai alanlarıyla tanınmaktadır. Antalya'nın 18 km doğusunda bulunan Perge antik kenti, ilk defa Hititler tarafından kurulmuştur. Kentteki mimari eserlerin çoğu Roma döneminden kalmadır. Tarihi yapılar arasında tiyatro, stadyum, kent kapıları, caddeler, agora ve hamamlar turistlerin ilgisini çeker. Antalya'ya 40 km uzaklıkta bulunan Belek sahillerinde büyük ve modern tatil kompleksleri uzanır. Fıstık çamlarıyla kaplı olan Belek'te geniş alanları kaplayan uluslararası standartlardaki yeşil sahalarda golf oynamanın tadına doyulmaz. Antalya'dan 50 km uzaklıkta bulunan Aspendos antik kenti geçmişte Pamfilya Bölgesi'nin en önemli şehirlerinden biri idi. Kentteki en önemli mimari eser tiyatrodur. Mimar Zenon tarafından M.S. 2. yüzyılda yapılan tiyatro, Anadolu'nun en iyi korunan eski yapılardan biridir. 15.000 kişiyi alabilen Aspendos tiyatrosu, fevkalade bir akustiğe sahiptir.
Her yıl düzenlenen sanat festivali etkinlikleri çerçevesinde tiyatroda klasik konserler, zengin kostümlü operalar, baleler ve tiyatro eserleri sahnelenir. Aspendos aynı zamanda altın işleme ve mücevher kesim merkezidir. Turistlerin yoğun ilgisini çeken bu merkezde altının nasıl işlendiği görülebilir.
Side Türkiye'nin en önemli tarihi kentlerinden biridir. Antalya'nın 80 km doğusunda küçük bir yarımada üzerinde yer alır. 25.000 kişilik tiyatrosu, bölgedeki tiyatroların en büyüğüdür. Hamam kalıntıları restore edilerek müze haline getirilmiştir. Apollo Mabedi, agora, anıtsal çeşmeler, surlar ve liman kalıntıları kentin en fazla ziyaret edilen yerleri arasındadır.
Güzel plajlarıyla Alanya, ülkenin kentleşmiş tek tatil beldesidir. Sahiller boyunca çeşitli otel ve tatil köyleri bulunur. Modern Alanya, batı ve doğu sahilleri boyunca uzanır. Tarihi Alanya ise kentin tam ortasından Akdeniz'e doğru uzanan yarımadanın üzerinde yer alır. Selçuklu Devleti'nin kışlık başkenti olan Alanya'da Selçuklular'dan kalma birçok tarihi eser bulunur.
Göller Bölgesi
Akdeniz bölgesinin başlıca gölleri batıdaki Göller Bölgesi'nde toplanır. Göller bölgesinin ortasında yer alan Isparta ili nefis gül bahçeleri, gülyağı ve dünyaca ün yapmış halıları ile tanınır. ülkenin en güzel göllerinden olan Eğirdir, Beyşehir gölünün bir kısmı ve Kovada gölleri Isparta'dadır. Eğirdir gölünün kuzeyinde antik kent Pisidian Antiocheia yer alır. Apollo Mabedi, Hamam, Aziz Paul Bazilikası, tiyatro ve su kemerleri antik kentte bulunan önemli eserlerdir. Kentin güneybatısında yer alan Gölcük krater gölüne ise gül bahçeleri arasından geçi lerek gidilir.
Masmavi göllerin ili olan Burdur çevresinde 14 göl bulunmaktadır. Kentte yoğun olarak ziyaret edilen yerler arasında 597 metre uzunluğu ve içerisindeki 9 adet gölüyle ınsuyu Mağarası, çevresinde ince kumlu plajların bulunduğu ve doğal güzellikleri ile tanınan Salda Gölü, Cibyra (Gölhisar) ve Sagalassos (Ağlasun) antik kentleri ile Kuruçay ve Hacılar Höyükleri bulunur.
Pamuğu ile bereketli ünlü Çukurova
Pamuk Diyarının Büyük Şehri
Akdeniz Bölge si'nin en büyük şehri Adana'dır. Toroslar'ın eteğinde, Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin suladığı pamuğu ile ünlü bereketli Çukurova'da kurulmuştur. Türkiye'de pamuk, pirinç, susam ve yerfıstığı en çok bu ilde yetiştirilir. Ekonomik bakımdan çok gelişmiş olan il, aynı zamanda büyük bir sanayi merkezidir. Özellikle tarım ürünlerine dayalı sanayi dalları çok gelişmiştir. Kentin en önemli eseri, Seyhan nehri üzerinde ımparator Hadrian tarafından yaptırılan Taş Köprü'dür. 16. yüzyılda yaptırılmış olan Ulu Cami ve Külliyesi ile yine aynı yüzyıldan kalma Hasan Kethüda Camii görülmeye değerdir. Roma mozaik sanatının eşsiz örneklerini ise Misis ve Anavarza antik kentlerinde görmek mümkündür. Adana çevresinde yer alan Yumurtalık ve Karataş da plajları ile tanınan tatil beldeleridir.
Doğa ve tarihin kucaklaştığı yer
Mersin palmiyeli sahil bulvarları, sevimli parkları, güzel otelleri, işhanları ve serbest bölgesiyle Akdeniz Bölgesi'nin en modern kentidir. Mersin aynı zamanda büyük bir ticari limana sahiptir. Mersin'in il adı olan İçel'in çevresi doğal ve tarihi zenginliklerle doludur. Roma imparatorluğu döneminde büyük bir liman olan Tarsus, Seyhan nehrinin getirdiği alüvyonlarla dolmuştur. Tarihin ünlü kraliçesi Kleopatra ile Romalı kumandan Antonius burada buluşmuştur. Aynı zamanda Aziz Paul'ün doğum yeri (M.S. 1. yüzyıl) olan Tarsus'taki Ulu Cami, Aziz Paul Kuyusu, Kleopatra Kapısı ve Tarsus şelalesi ilgi çekicidir. Mersin Silifke sahil bandında Pompeipolis (Viranşehir), Kanytelis (Kanlıdivane) ve Korykos (Kızkulesi) gibi antik kentler bulunur. Sahilden 200 metre açıkta küçük bir ada üzerinde yer alan Kızkulesi'nin görünümü çok güzeldir. Kızkulesi'nin kuzeybatısında çöküntü mağaraları olan Cennet ve Cehennem ile, içerisinde sarkıt ve dikitlerin bulunduğu Narlıkuyu Mağarası yer alır. 90 metre derinlikte bulunan Cennet Mağarası'nın içinde, erken Hristiyanlık döneminden kalma küçük bir kilise bulunmaktadır.
Doğu Akdeniz
Akdeniz bölgesinin doğusunda yer alan Antakya, tarihi zenginliklerin yanısıra çevresindeki tabiat güzellikleri ile de büyük bir turistik değer taşır. M.Ö. 307'de Büyük ıskender'in generallerinden Antigonus tara fından kurulan kent, Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir ticaret, bilim ve inanç merkezi olmuştur. Hıristiyanlığın yayılmasında önemli rol oynayan yörede, bu dine inananlara tarihte ilk kez "Hıristiyan" denilmiştir. Şehrin doğusunda ilk Hıristiyanların ayin düzenledikleri Aziz Peter Kaya Kilisesi bulunur. Mozaik Müzesi'nde, Antakya çevresinden derlenen harikulade güzellikte ve dünyaca ünlü mozaikler sergilenmektedir. Önceleri kilise olan HabibNeccar Camii ise Sultan Baybars tarafından camiye çevrilmiştir. Kentin en büyük camii olan bu yapı 17. yüzyılda restore edilerek bugünkü görünümünü almıştır. Kentin doğu tepelerinde yer alan, Romalılar tarafından inşa edilmiş Antakya Kalesi de çeşitli restorasyonlar geçirmiştir.
Antakya'nın en büyük ilçesi olan ıskenderun büyük bir sanayi ve ticaret limanıdır. Türkiye'nin en geniş ve uzun sahil gezinti bulvarı ıskenderun'da bulunur. Palmiyelerle çevrili şeritte çeşitli parklar, kafeler ve restoranlar yer alır. Kentin 34 km güneyinde bulunan Uluçınar (Arsuz) plajlarıyla tanınan bir tatil beldesidir. İskenderun'un güneydoğu sundaki Soğukoluk ise yazın serinlenebilecek bir yayladır. Çam ormanlarıyla kaplı yaylanın denizden yüksekliği 850 metredir.
Zengin bir tarih beldesi olan Kahramanmaraş ilinin çevresi yemyeşil ormanlarla kaplıdır. Kahramanmaraş geleneklerinin sürdürüldüğü tarihi evler restore edilerek veya korunarak yaşatılmaya çalışılmaktadır. Kentte bakırcılık, pirinççilik, tahta ve sedef oymacılığı gibi el sanatları çok gelişmiştir. Bunun yanısıra altın ve gümüşten yapılan süs eşyaları ve takıları da ünlüdür. Dibek'te dövülerek yapılan Maraş dondurması tüm Türkiye'de sevilir. Sanayii hızla ilerleyen Kahramanmaraş ili, tarihi eser bakımından da zengindir.
İç Anadolu Bölgesi
Türkiye'nin merkezinde bulunan ıç Anadolu Bölgesi, 151.000 km2lik yüzölçümüyle Türkiye topraklarının yaklaşık %19'unu kaplar. Bölge Doğu Anadolu'dan sonra Türkiye'nin ikinci büyük bölgesidir. Nevşehir, Aksaray, Kırıkkale ve Kırşehir illeri bütünüyle bölge içinde kalır. Diğer illerin bazı toprakları ise Karadeniz, Akdeniz ve Doğu Anadolu bölgelerine taşar.
İç Anadolu'da, tarım ve hayvancılık önemli bir gelir kaynağıdır. Türkiye tahıl üretiminin yaklaşık üçte biri bu bölgeye aittir. Tahıl türlerinden en fazla buğday üretilir. Buğday üretimi bakımından Konya ilk sırada yer alır. İkinci sırada ise Ankara gelir. Bölgede genellikle makarna, bulgur ve irmik yapımına elverişli sert buğday yetiştirilir. Baklagillerden en çok fasulye ve nohut, az miktarda da mer cimek ekilir. Türkiye'nin patetes üretiminin üçte biri yine bu bölgede gerçekleşir. Sanayi bitkilerinden ise en fazla şekerpancarı üretilmektedir. Bağcılık ve meyvecilik bakımından Konya, Ankara, Niğde, Nevşehir ve Kayseri illeri önemlidir.
İç Anadolu'da daha çok orta ve küçük sanayi tesisleri bulunmaktadır. Halıcılık Kayseri, Sivas ve Konya yörelerinde yoğunlaşmıştır. Bölgenin başlıca sanayi kuruluşları Ankara, Eskişehir, Kayseri, Sivas, Konya, Kırıkkale ve Çorum gibi merkezlerde toplanmıştır.
Başkent Ankara
Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın kalbi olan başkent Ankara, modern bir şekilde planlanmış ve kısa sürede gelişmiştir. Ankara'nın tarihi ile ilgili araştırmalarda, kent çevresinde Hitit ve Frig buluntularına rastlanmış, ancak kent içinde herhangi bir yerleşim yeri ortaya çıkartılamamıştır. Bilinen tarihiyle Ankara ilk defa Keltler tarafından kurulmuştur. M.Ö. 3. yüzyılda Avrupa'dan gelen, Balkanlar ve Boğazlar üzerinden İç Anadolu'ya kadar uzanan Keltler, burada tarihte bilinen ilk başkentleri Ankara olan Galatya Devleti'ni kurmuşlardır. Kent daha sonraları Roma, Bizans, Selçuk ve Osmanlı dönemlerini yaşayarak bugünkü konumuna gelmiştir.
Ankara'nın en görsel yapısı Atatürk için yaptırılmış olan Anıtkabir'dir. Rasattepe üzerindeki anıtın yapımına 1944 yılında başlanmış, 1953 yılında tamamlanmıştır. Aynı yıl Atatürk, Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabrinden büyük bir törenle ebedi istirahatgahı Anıtkabir'e nakledilmiştir.
Ankara'ya hakim bir tepenin üzerinde yükselen Ankara Kalesi ilk defa Keltler tarafından M.Ö. 3. yüzyılda yapıl mıştır. İç ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşan kalenin duvarları Ankara taşındandır. Çeşitli devirlerde restorasyon geçiren kaleye, bugünkü görünümünü Selçuklular kazandırmışlardır. Kalenin yanında, Türkiye'nin en zengin müzelerinden biri olan Anadolu Medeniyetleri Müzesi bulunur. Müzede Anadolu medeniyetlerine ait eserler, Yontma Taş Devri'nden (M.Ö. 50.000) başlayarak, Roma Devri'ne (M.S. 2. yüzyıl) kadar periyodlar halinde sergilenir.
Ulus'ta bulunan Augustus Mabedi M.S. 2. yüzyılda yapılmıştır. Mabedin duvarlarında Roma İmparatoru Augustus'un gerçekleştirmiş olduğu icraatların yazılı dökü mü yer almaktadır. Roma Hamamı, tiyatro ve Julianus Sütunu kentteki diğer Roma dönemi eserleridir.
Ankara camileri arasında 13. yüzyılda yaptırılan ve turkuaz rengindeki mihrap çinileri ile ünlü Aslanhane Camii, 15. yüzyılda yaptırılan Kütahya çinileri ile bezeli Hacı Bayram Camii, 19671987 yılları arasında yaptırılan ve Ankara'nın en büyük camii olan Kocatepe Camii görülmeye değer güzelliktedir. Kent, anıtlarıyla da ünlüdür. Bunlar arasında en görsel olanları, Ulus'taki Cumhuriyet Anıtı, Yenişehir'deki Zafer Anıtı ve Sıhhiye meydanında bulunan Hatti Anıtı'dır. Hatti Anıtı, bu topraklarda M.Ö. 3000 ve 2000 yılları arasında yaşamış, Anadolu'nun bilinen ilk yerli toplumu olan Hatti'leri sembolize etmektedir.
Sivas
Uluslararası ticaret yolları üzerinde bulunan Sivas, tarihi ve turistik değerler bakımından da oldukça zengin bir ildir. 12. yüzyıldan Ulu Cami, 13 yüzyıldan Çifte Minare, Şifaiye, Buruciye ve Gök Medrese, 14. yüzyıldan Güdük Minare, 16. yüzyıldan Sait Paşa Camii, Taşhan ve Kurşunlu Hamamı ilin tarihi zenginliğini gözler önüne seren eserlerden bazılarıdır. Ünü ülke sınırlarını aşan Sivas halı ve kilimleri ise renk ve desenlerinin orjinalliği, kalitesinin üstünlüğü ve eşsiz işçiliği ile tanınmıştır. Çanta, heybe, kemer, çorap, kaşkol gibi örme ve dokuma işleri de ilin önde gelen el sanatları arasındadır. Gümüş süs eşyaları, kemikten yapılan tarak ve bıçaklar, Sivas el sanatlarının eşsiz örneklerindendir.
Sivas'ın Kangal ilçesi yakınında, dünyaca tanınan Balıklı Çermik Kaplıcası bulunur. 35 derece harareti olan termal suyu, boyları 210 cm olan balıklarla beraber kaynağından çıkar. Balıklar, kronik sivilce, yara, egzama ve sedefli cilt hastalarına yaklaşıp, hastaya ızdırap çektirmeden yaraları temizler ve iyi ederler. Özellikle sedef hastalığının dünyadaki en önemli tedavi merkezlerinden birisi burasıdır. 21 günde tam olarak iyileşmek mümkündür.
Karadeniz Bölgesi
Karadeniz Bölgesi, yaklaşık 141.000 km2lik yüzölçü müyle ülke yüzeyinin %18'ini kaplar. Adını ve özelliklerini komşu olduğu denizden alan Karadeniz Bölgesi, doğuda Gürcistan sınırı ile batıda Adapazarı Ovası'nın doğu kenarı arasında uzanır. Artvin, Rize, Trabzon, Gümüşhane, Bayburt, Giresun, Ordu, Samsun, Amasya, Sinop, Kasta monu, Zonguldak, Bartın ve Bolu illeri bütünüyle bölge sınırları içinde kalırken, ıç Anadolu Bölgesi sınırları içinde bulunan Artova ilçesi dışında Tokat ilinin tamamına yakın kesimi de yine Karadeniz Bölgesi'ne girer. Çorum ilinin yarısı ıç Anadolu'da, diğer yarısı da Karadeniz Bölgesi'ndedir. Coğrafi özellikler bakımından bölge doğu, orta ve batı olmak üzere üç bölüme ayrılır.
Karadeniz halkının büyük çoğunluğu geçimini topraktan sağlar. Bölge tarımının en önemli özelliği, diğer bölgelerdeki başlıca tahıl türü olan buğdayın yerini bu bölgenin kıyı kesimlerinde mısırın almasıdır. Nitekim Türkiye'nin mısır üretiminin üçte birinden fazlası Karadeniz Bölgesi'nde gerçekleştirilir. Kıyı dağlarının gerisindeki ovalarda ise daha çok buğday ekilir. Bölgede arpa da önemli bir tahıl ürünüdür. Kızılırmak ve Yeşilırmak deltaları ile Gökırmak vadisinin Boyabat kesimi ve Devrez Vadisi'nin Tosya kesi minde pirinç yetiştirilir. Baklagiller üretiminde ilk sırayı fasulye, sanayi bitkilerinde ise şekerpancarı alır. Bölgede yetiştirilen diğer ürünler arasında patates, soğan, ayçiçeği ve kendir yer alır. Türkiye'de yanlızca Doğu Karadeniz'de yetişen çay ise bölgenin en önemli ürünlerindendir
Batı Karadeniz
Bolu; yüksek dağları, gür ormanları, mavi gölleri ve bol akarsuları ile şirin bir Batı Karadeniz şehridir. Kentin sulak toprakları, geniş otlakları ve gür ormanları bu üç alanda tarla tarımının, hayvancılığın ve ormancılığın gelişmesini sağlamıştır. Bolu çevresi flora yönünden de zengindir. Türkiye'deki mevcut 7000 adet bitki türünün yarıdan fazlası burada yetişmektedir.
Bolu'nun 32 km güneybatısında bulunan Abant Gölü, denizden 1325 metre yüksekliğindedir. Başlıbaşına bir turizm merkezi olan Abant, yazın gölünün temiz suyu ve ormanlarının çam kokulu havası ile onbinlerce kişiyi çekerken, kışın da güzel bir kayak merkezi haline gelir. 1978 kışında açılan Kartalkaya Kayak Merkezi Bolu'ya ayrı bir canlılık getirmiştir. Kentin güneyinde bulunan ve Osmanlı döneminden bu yana kullanılan Karacasu Kaplıcaları şifalı sularıyla ünlüdür. Bolu'un güneybatısındaki Mudurnu ve Göynük, Türk kültür tarihinin önemli merkezleri arasındadır. Osmanlı döneminin en güzel eserlerinden biri olan Akşemsettin Türbesi Göynük'te bulunmaktadır. Göynük, Türk mimarisinin eşsiz örnekleri olan evleriyle de görülmeye değerdir. Bolu çevresinin en güzel camilerinden olan Yıldırım Beyazıt Camii Mudurnu'da bulunur. ıç süslemeleri çok değerlidir. Yine Mudurnu'da Yıldırım Hamamı'nın halvetlerinin üzerinde bulunan ışık deliklerinin taş oyma nakışları birer şaheserdir. Bolu'nun Mengen ilçesi yemekleriyle ve yetiştirdiği ünlü aşçılarıyla ülke genelinde tanınır. Burada bir aşçılık okulu bulunmakta ve her yıl Aşçılar Festivali düzenlenmektedir.
Türkiye'nin Kömür Havzası
Zonguldak, Türki ye'nin maden kömürü merkezidir. Kentte ekonomik hayat madencilik ve sanayiye dayanır. Aynı zamanda bir liman kenti olan Zonguldak'ın çevresi doğal güzellikler ile çevrilidir. Kentin doğusunda yer alan Kopuz ve Uzunkum, plajlarından dolayı tercih edilen tatil beldeleridir. Kentin güneydoğusunda bulunan Devrek ise birbirinden güzel işlemeli bastonlarıyla tanınır. Zonguldak'ın batısında yer alan Ereğli bir sanayi limanıdır. Demir ve çelik fabrika larının bulunduğu Ereğli, çileği ile de ünlüdür. Ereğli'nin doğusunda mitolojiye göre Herkül'ün içinde Kerberos Köpeği'ni öldürdüğü Cehennemağzı Mağarası yer almaktadır.
Zonguldak'ın doğusunda yer alan Bartın, eski ahşap evleri ve doğal güzellikleri ile tanınan bir Batı Karadeniz kentidir. Bartın çayında yapılacak bir tekne turu, çevrenin güzelliklerini gözler önüne serer. Çilekleri ile ünlü olan ilde her yıl Çilek Festivali düzenlenir. Kentin güneyinde sanayi kenti Karabük ve tarihi evleriyle bir açık hava müzesini andıran Safranbolu yer alır. Türk mimarisinin özgün eserlerini günümüze kadar yaşatan Safranbolu, adını çevrede yetiştirilen safran bitkisinden almıştır. Mimari eserler genelikle 17. yüzyıldandır. Cinci Hoca Hamamı ve Hanı, İzzet Paşa Camii ve Kütüphanesi, Köprülü Camii, Arasta ve özellikle ahşap evler ilgi çeken yerlerin başında gelir.
Orta Karadeniz
Orta Karadeniz bölümünde yer alan Amasya ilinin tarihi Hititlere kadar uzanır. Özellikle Osmanlılar zamanında büyük önem kazanan kent, 15. ve 16. yüzyıllarda Osmanlı şehzadelerinin ve pek çok ilim adamının yetiştiği Anadolu'nun beş büyük kültür merkezinden biri haline gelmiş ve Avrupalı turistler tarafından "Anadolu'nun Oxford'u" olarak nitelenmiştir. II. Murat ve Yavuz Sultan Selim burada doğmuşlardır. Amasya Türk Kurtuluş Savaşı tarihinde de önemli bir yere sahiptir. 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak basan Mustafa Kemal, 12 Haziran 1919'da Amasya'ya gelmiştir. Kentte Kurtuluş Savaşı'nın planları hazırlanmış, Erzurum ve Sivas Kongreleri'nin toplanmasına karar verilmiş ve 22 Haziran 1919'da yayımlanan "Amasya Genelgesi" ile milletin istiklalini yine milletin azim ve kararının kurtaracağı ilan edilDoğu Karadeniz
Samsun, Doğu Karadeniz'in önemli bir limanıdır. Doğal güzelliklerin yanısıra bir sanayi şehri olması ile de ün yapmıştır. Samsun, Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nı başlatmak üzere Anadolu topraklarına ilk ayak bastığı yer olarak tarihe geçmiştir. 19 Mayıs 1919 sabahı Samsun'da doğan güneş, bugünkü Türkiye'nin müjdecisi olmuştur. Atatürk'ün şaha kalkmış atı üzerindeki anıtı, kentin en görsel anıtıdır. Atatürk Müzesi ve Kütüphanesi, Milli Mücadele'yi gözler önüne sermektedir. Hacı Hatun, Pazar ve Yalı Camileri, Osmanlı döneminin başlıca mimari eserleridir.
Lütfen sol menüden "coğrafi bölgeler 3" e geçiniz...